“İş Dünyasında Aile İçi Şiddete Karşı” Projesi İzmir’de başlatılıyor

Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından hayata geçirilen İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı Projesi, İzmir Ticaret Borsası işbirliğiyle İzmir’de yürütülecek. 
 
Projenin tanıtım toplantısı 30 Mayıs 2017 Salı günü 11.00-13.00 saatleri arasında, İzmir Ticaret Borsası’nda gerçekleştirildi.
 
Toplantının açılış konuşmalarını İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, İzmir Kadın Girişimciler Kurulu İcra Komitesi Başkanı Aysel Öztezel ve  Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Melsa Ararat yaptı. 
 
İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, kadına şiddet sorununun temel bir insanlık sorunu olduğunu ve sosyal statü farkı tanımadan toplumun tüm kesimlerinde yaygın şekilde yaşandığını söyledi. “Araştırmalara göre dünyada her 10 kadından üçü, ülkemizde ise her 10 kadından dördü, hayatının bir noktasında mutlaka bir şiddet türüne maruz kalıyor. Aile içi şiddet başlı başına bir insan hakkı ihlali ve son tahlilde dönüp, bütün insanlığın refahını vuran bir sorun” diyen Kestelli, toplumun refah ve kalkınmasının sağlanabilmesi için kapsayıcı büyümeye, toplumun tüm kesimlerinin refah artışı ve fırsatlara eşit erişimine ihtiyaç olduğunu söyledi. UNDP’nin, dünyada sadece ekonomiye katılımda mutlak kadın-erkek eşitliğinin sağlanması halinde 2025 yılında dünyanın toplam milli gelirinin 28 trilyon dolar artacağını öngördüğünü söyleyen Kestelli, “İnsanlığın refahının yüzde 25 artmasından söz ediyoruz. Böyle bir fırsat penceresi varken bir insanlık suçu olan kadına şiddete karşı mücadeleyi kurumsal hale getirmek zorundayız” diye konuştu. 
 
İzmir Kadın Girişimciler Kurulu İcra Komitesi Başkanı Aysel Öztezel, kadınların şiddet görmesinin temel kaynağında toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin olduğuna vurgu yaptığı konuşmasında,  şiddetin sadece Türkiye’de değil, dünyanın her yerinde kadınların yaşadıkları ortak bir sorun olduğuna dikkat çekti. Kadınların tüm dünyada çeşitli şiddet biçimlerine farklı doz ve şekillerde maruz kaldığını belirten Öztezel, “Eşitliğin olmadığı yerde doğal olarak üstünlük ve hakimiyet ortaya çıkar. Erkek ve kadın arasında asimetrik bir güç ilişkisi yaratılıyor. Bu nedenle, bu ve benzeri projeler, böylesi algı ve ön yargılarla mücadele açısından çok  önemli. Kadına yönelik şiddet kabul edilemez. Ülkemizde, kadına yönelik şiddet,  mücadele edilmesi gereken öncelikli toplumsal sorumluluklar arasında. Toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda kesinlikle algı yaratılması gerekiyor. Kadınlarımızın öğretilmiş çaresizliklerinden kurtulmaları gerekiyor” dedi. 
 
Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Melsa Ararat “Kadınların maruz kaldıkları sistematik baskı ve şiddet kadınlar çalışma hayatına katıldıkça daha görünür hale geldi, bir özel yaşam meselesi olmaktan çıktı ve toplumsal bir mesele oldu. Şirketler pragmatik yaklaşımları, örgütleme yetkinlikleri ve kapasiteleriyle tüm toplumsal sorunlarda olduğu gibi bu sorunun da çözümünde önemli bir rol oynama potansiyeline sahip. Şirketler kadın çalışanlarının sağlığını ve onurunu gözetirken sadece çalışma etkinliğini ve iş performansını artırmakla kalmıyorlar, içinde faaliyet gösterdikleri toplumun sağlığını, onurunu gözetiyor, çalışma barışına katkıda bulunuyor ve ülkemizin ekonomik ve toplumsal refahına katkıda bulunuyorlar. TÜRKONFED, TÜSİAD gibi iş örgütlerinin toplumsal sorunlara sahip çıkması ve İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı projesine katılmak üzere üye şirketleri harekete geçirmesini çok kıymetli buluyoruz. Bu üst örgütlerin yanında her ilimizde artık bir iş kadınları örgütünün de projeye sarıldığını görmek bizi ayrıca memnun ediyor.” dedi. 
Sabancı Vakfı Genel Müdürü Zerrin Koyunsağan “Aile içi şiddetin her zaman gündemin ilk sıralarında yer alan bir sorun olduğunu vurgulayan Sabancı Vakfı Genel Müdürü Zerrin Koyunsağan, “Bu sorunu belirli bir kesimin sorunu gibi görmeyi bırakmalı;  şiddetin tüm gelir seviyesinden kadınlar için toplumsal hayatta ve iş hayatında eşit şartlarda var olabilmelerinin önünde bir engel olduğunun farkında olmalıyız. Şiddetin önlenmesi, toplumun böyle bir sorunun varlığını kabul etmesi ve farkında olmasıyla başlar. Aile içi şiddete karşı kamu ve sivil toplumun yanında özel sektörün de işbirliği ve politikalar geliştirmesi çok önemli. İşte tam da bu nedenlerle, Sabancı Vakfı olarak “İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı Projesi”ni destekliyoruz. Projenin hızla büyümesi ve diğer illerde de uygulanmaya başlaması hepimiz için gurur kaynağı. İzmir’de iş dünyasının aile içi şiddete karşı harekete geçmesini çok önemsiyoruz” mesajını verdi.
 
Konuşmaların ardından Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) Cinsiyet Çalışmaları Koordinatörü, Meltem Ağduk yönetimindeki İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı Projesi Uygulamaları başlıklı panele geçildi.  Panelde; Havaş Yönetim Sistemleri Müdürü Başak Helen Taşkan,  Sun Tekstil İnsan Kaynakları Müdürü Deniz Köksal ve İnci Holding İnci Akademi Müdürü  Füsun Toros kendi kurumlarındaki uygulamaları aktardılar. 
 
Meltem Ağduk konuşmasında “Erkek egemen sistemin baskın olmasının bir sonucu olarak ortaya çıkan ayrımcılık, iş dünyasında da kendini göstermektedir. Kadınlara yönelik önyargılar onların iş yaşamına girmelerini, girdiklerinde de kararlara katılmalarını, ilerlemelerini ve yükselmelerini engellemektedir. Bu süreçte kadınların önündeki en ciddi engellerden biri ayrımcılık diğeri de şiddettir. Ayrımcılık ve şiddet kadınların çalışma hayatlarını da derinden etkilemektedir. Bu nedenle özel sektörün kadına yönelik ayrımcılık ve şiddetle mücadelede hayati bir rol oynadığının altını çizmek gerekmektedir. Kadınlar olmadan kalkınmanın sağlanamayacağı bilinci ile hareket eden Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu, her alanda olduğu gibi kadına yönelik ayrımcılığın ve şiddetin önlenmesi içinde özel sektöre destek vermektedir” dedi.
 
Havaş Yönetim Sistemleri Müdürü Başak Helen Taşkan, şirket içinde bir farkındalık çalışması başlattıklarını söyledi. Konuyla ilgili kısa eğitimler, posterler, broşürler aracılığıyla tüm çalışanlara ulaşarak toplumsal cinsiyet eşitliği kavramını aynı şekilde algılamalarını sağlamaya çalıştıklarını belirten Taşkan, şiddete uğrayan kişilere kim olduklarından bağımsız olarak kurumsal politikaları çerçevesinde her türlü desteği verme taahhüdü oluşturduklarını söyledi.